Oyun Terapisi Nedir, Ne İşe Yarar?

Çocuklara özel bir terapi türü olan oyun terapisi 2  – 11 yaş arasındaki çocukların kendilerini ifade edebilmelerine, rahatlamalarına yardımcı olur ve sorunlarının çözülmesi için ciddi bir destek sağlar.  Alt sınırın 2 yaş olmasının sebebi, çocukların sembolik oyun oynamaya aşağı yukarı bu yaşta başlamalarıdır. Üst sınır olan 11 yaş, yaşı daha büyük olup kendini oyunlarla ifade etmeyi tercih eden bir çocuk söz konusu olduğunda, esnetilebilir. Oyun terapisini yetişkinlerin aldığı psikolojik danışmanlık hizmeti gibi düşünebilirsiniz;  fakat bu terapide danışan, duygu ve düşüncelerini kelimelerle değil, oyunlar ve oyuncaklar aracılığıyla açığa vurur.

Oyun, sadece bir çocuğun oyalanmasını ve eğlenmesini sağlayan bir etkinlik değildir; onun yeni beceriler edinmesini, yeteneklerini geliştirmesini, enerjisini boşaltmasını ve kendini ifade etmesini de sağlar. 1900’lerden bu yana uygulanmakta olan oyun terapisi, kendi duyguları ve yaşadıkları hakkında yetişkinler gibi konuşamayan ve yaşadığı olayları bir yetişkin gibi düşünerek anlamlı hale getiremeyen çocukların oyuncaklar aracılığıyla konuşmasına yardımcı olan bir yöntemdir. Bu şekilde oynamak evde veya sokakta oyun oynamaktan farklı değildir, çünkü süreci idare eden ve gözleyen kişi bir çocuğu anlamak, onunla empati kurabilmek, onda sempati ve güven uyandırabilmek üzere eğitim almış bir terapisttir. Eğitimli bir terapist sayesinde çocuk yargılanmadan kabul edildiğini ve anlaşıldığını hisseder. Kızgınlık, düş kırıklığı, üzüntü ve korku gibi duygularını kendisi için hazırlanmış olan bu güvenli ortamda dışarıya vurabilir, deneyimlerini oyunlar aracılığıyla anlatabilir.

Yönlendirilmiş ve yönlendirilmemiş olmak üzere 2 çeşidi olan oyun terapisinin hedefleri çocuğun iç dünyasını anlamak, duygusal sorunlarıyla başa çıkabilmesine yardımcı olmak, sıkıntıları için çözüm üretmek ve olumsuz davranışlarını değiştirmesine yardım etmektir. Yönlendirilmiş terapide çocuğun kendisine verilen direktiflere göre oyun oynaması sağlanır. Yönlendirilmemiş terapide ise (Çocuk merkezli oyun terapisi) oyunu çocuk idare eder. Bu durumda terapist, çocuğun kendisini fiziksel ve duygusal olarak güvende hissedeceği sınırları çizmenin dışında ona müdahale etmez, isteklerini kabul eder. Çocuk merkezli terapide çocuğun kendini kontrol etme becerisi ile seçimler yapma ve tercihlerinden sorumlu olma kapasitesi gelişir. Sürecin ilerlemesini sağlayan başlıca etken çocukla terapist arasındaki sağaltıcı ilişkidir. Sabır esastır, terapist; çocuğun iç dünyasına girmeye çalışırken, ilerleme kaydetmeyi sabırla bekler.

Oyun terapisinde çocuğa sunulan oyuncaklar rastgele seçilmez. Bunlar çamur, boyalar, kuklalar, bebek evi gibi çocuğun kendini ifade etmesini kolaylaştıracak oyuncaklardır. Dayanıklı ve güvenli olmalarına da dikkat edilir.

Deneyimsel oyun terapisi ne kadar süreceği en baştan belli olan bir süreç değildir. Süresi çocuğun nasıl bir sorunu olduğuna, iyileşme temposuna ve ailenin sürece düzenli olarak katılıp katılmadığına göre değişir. Çocuğun geçmişte yaşadığı ve bugün yaşamakta olduğu sorunlar, gelişim evresi, biyolojik ve gelişimsel yaşları arasındaki fark ve bir travma yaşamış ise bunu yaşadığı yaş dönemi de terapi sürecini etkiler.

Ergen veya çocuk terapisi söz konusu olduğunda ailenin sürece dahil olması ve ebeveynlerin aktif olarak katkı sağlaması çok önemlidir. Oyun terapisinde aile ile terapist işbirliği halinde olmalıdır. Terapist düzenli olarak aile ile de görüşerek çocuğun durumu, ne gibi değişikliklere ihtiyacı olduğu, kendisine nasıl yardımcı olabilecekleri gibi konularda bilgi verir. Gerekli görürse bazen ailenin de oyuna katılmasını isteyebilir. Ayrıca çocuğun hayatında anne – babanın dışında etkin olan diğer aile üyelerini de sürece dahil edebilir.

Oyun Terapisi Çocukları Etkileyen Hangi Vakalarda Başarılı Sonuçlar Verir?

*Aile içi şiddet

*Ağır bir hastalıktan dolayı sıklıkla veya sürekli olarak hastane ortamında yaşama

*Çatışmalı aile ortamı, boşanma

*Evlat edinilmiş ya da koruyucu aileye verilmiş olma

*Dikkat eksikliği ve hiperaktivite

*Duygusal, fiziksel, cinsel taciz

*Sevilen birinin çok hasta olması veya ölümü

*Çok fazla kazaya veya hastalığa maruz kalma

*Alt ıslatma

*Seçici dilsizlik

*İçe kapanıklık, sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çekme

*Tuvalet, uyku ve yeme sorunları

*Aşırı sinirlilik, öfke ve saldırganlık

*Tikler ve fobiler

*Kardeş kıskançlığı

*Okula başlamakta veya uyum sağlamakta zorluk çekme

Dışarıda oynamanın çocuk gelişimine faydaları için tıklayın